İsmet ŞAHİN  

ENGLISH

İstanbul’da 2 kez konserlerine katıldım. Her ikisi de  veda konseri diye anılıyordu.  Birisi 2012 sanırım diğeri 2016. 2016’da bir hafta sonra Sofya’daki konserlerine de katıldım. İlk kez motorsikletle yurtdışı gezisi yaptığımda Sofya’da olduğum tarihte orada konserleri olacağını öğrenmiş ve bilet satın almıştım. Armec Arena’da 15000 Bulgarla çok güzel bir konser olmuştu. 


Pandemi öncesinde bir gün arkadaşım Güngör Akkur aradı, Scorpions grubunun resmi fotoğrafçısı yanında ve yemek yiyorlardı, İzmit’te. beni de davet etti, gittim, birlikte sohbet ettik, gruptan bahsettik, 3 yıl kadar önceydi. Grubun yeni albümünün mayıs ayı gibi çıkacağını söylemişti. Ancak pandemi patlayınca sanırım ertelendi ve bu yıl Rock Believer albümü yanınlandı. Öyle heyecanla bekliyordum ki çok mutlu oldum. iki ay kadar evde arabada sadece yeni albüm dinledim. Özellikle yukarıda görselde yazan şarkıları When you know where you come from şarkısının akustik versiyonuna bayıldım. 


Albümle birlikte bir dünya turu planı okumuştum ve araştırınca 28 Mayıs’ta Krakow, Polonya ve 30 Mayıs’ta Budapeşte, Macaristan’da konserleri olduğunu gördüm. Başka yerlerde de konserleri vardı ama bana yakın gidebileceğim yerler bunlardı. Üstelik geçen yıl motorsikletle yurtdışına çıkmamıştım ve hemen oturup planlar yapmaya başladım. 28 Krakow veya 30 Budapeşte’de olabileceğim ve daha önce gittiğim yerlerden az geçecek rotalar üzerinde çalıştım. 


Sonuç sağdaki rota planı. 15 gün 12 ülke. Bu ülkelerden Karadağ dışında hepsine daha önce gitmiştim.  Yine de farklı şehirlerden geçmeye çalıştım.  Arkadaşım Erdinç’te yeni motor almıştı, bir sohbet esnasında yurtdışına gitmek istediğini söyleyince planımı anlattım ve gel sende dedim. Cümlem bitmeden tamam dedi ve birlikte yola çıktık.

Yola çıkış: Hazırmıyız!

İEvin önünde yola çıkış konuşması yaparken gerçekten heyecanlıyım. Bir hayal kurduk ve şimdi o hayalin peşinden sürmek için hazırız. 15 gün 12 ülke 6000km. Bir çok şehir ve mekan, eski dostlar, yeni tanışacağımız insanlar olacak. Bazen üşüyeceğiz, bazen ıslanacak, bazen yorulacağız. Ama her zorluğun üstesinden gelip o günkü hedefe ulaştığımızda mutlu olacağız. 

İErdinç’in vize tarihi nedeniyle Yunanistan çıkış için gece yarısını bekledik bu arada İpsala’da 19 mayıs etkinliklerinde zaman harcadık.

Gençliğimden beri dinlediğim ve. hayranı olduğum bir grup, Scorpions. Adana’da öğrenciyken bir Amerikalının Sertaç’a hediye ettiği bir plakla başladı hayranlığımız. O zamanlar mp3, cep telefonu, internet yoktu. Plak ve Kasetler vardı. Bulması çok zordu. Öğrenciliğim bitti askerlik, iş, evlilik, çocuklar vb koşturma içinde bir müddet dinlemedim yani takip etmedim grubu. Bu arada 10-15 yıl geçti. İnternet çıktı, youtube, mp3. Bir gün heavy metal hayranı bir öğrencim ile sohbet ederken zamanında dinlediğimiz ve hayranı olduğumuz gruplardan bahsettim. AC/DC, Def Leppard, White Snake, Dire Straits gibi. Scorpions hayranlığımdan bahsetmiştim. Ertesi gün bana içinde grubun tüm albümleri olan bir CD getirdi. İnanılmaz bir şeydi. Dinlediğim ve kaçırdığım tüm albümler kronolojik bir dizin içerisinde elimdeydi. Hala saklıyorum. O akşam evde bir odaya çekildim, kulağımda hoparlör, ses sonunda, tüm gece boyunca tek tek tüm albümlerini dinledim. Eski albümleri dinlerken eski anılar canlandı, sonra sırasıyla diğer albümleri dinlerken o albümlerin çıktığı yıllarda yaşadıklarım canlandı hayalimde. Şunu fark ettim, ben o sıralarda dinlememiş olsamda aslında şarkılar, sözler sanki beni ve anılarımı anlatıyor. Yani grupla bir telepatik bağlantım var hissettiklerimi hissedip şarkı yapmışlar gibi. Çok etkilenmiştim, sabaha karşı bittiğinde tüm albümler sanki o 10-15 yılı hızlı bir şekilde yeniden yaşamış gibiydim. 






Yunanistana girişimiz geç olunca Kavala’ya da çok geç vardık ama şansımız ev sahibimiz tanıdıktı. Katerina sabah bizi güzel bir kahvaltıyla ağırladı ve yolcu etti. Yaklaşık 10 yıldır tanıyorum kendisini, belki 4-5 kez evinde misafir oldum. Her yerde tertemiz insanlar ve dostlar tanımak büyük bir şans. Sonra Selanik’e uğradık ama kalmadık. Aşağıda hem Kavala’nın hem Selanik’in dron videoları var.

Bir sonraki gün Manastır, Makedonya’ya kadar sürdük. Geceyi orada geçirdik ve bir pizzacıda tepsi büyüklüğünde bir pizza yedik. Her ne kadar pizzacı bize hoş davranmadıysa da pizza güzeldi. 

Makedonya'nin en büyük ikinci sehri olan Bitola yani Manastır Konsoloslar Şehri olarak anılıyor. Kentin nüfusu yaklasik olarak 100 bindir. Makedonya'nin güneybatisinda yer alan Manastir, Yunanistan sinirina yakin bir yerde, Baba Dagi'nin eteklerinde yer aliyor. Içinden Dragor Nehri'nin aktigi kentin adi yüzyillar boyunca Manastir

olarak anilmistir. Ancak Osmanli egemenliğinin sona ermesinden sonra Bitola adi kullanilmistir. Türkçe'de adi Manastir olarak geçmektedir.


Ertesi gün Ohrid’e sürdük ve bir gece kaldık. Ohrid’in tarihi dokusu içinde yürümek, göl kenarında dinlenmek çok iyi geldi. Buralarda yabancı hissetmiyorsunuz. Ohri Gölü gevresinde derlenmis bir fıkrada Nasreddin Hoca çarın sarayının önünden geçerken , yüksekteki bir pencereden bakmakta olan çarın güzel kızını hayranlıkla seyreder. Bundan alınan kız, babasına haber göndererek Hoca'nın kendisini öptüğünü söyler. İdamina karar verilen Hoca'ya son isteğini sorarlar; oda su dolu büyük bir kazan ile iki mum istedigini söyler ve su kaynayınca beni asabilirsiniz der. Kazanı ocağa yerleştiren Hoca altina da mumlar yakar.  Kazanın kaynamayacağını fark eden askerler dırdır edince, Hoca, sokakta, çok yüksek bir pencereden bakan kizi öpmem mümkün olduguna göre bu mumlarm da koca kazani kaynatmasi lâzim". der. 


Arnavutluk Gümrüğü

Arnavutluk Girişi: Gümrük

Tiran'da sıcak bir gün.

Arnavutluktan transit geçiş yaptık. O gün uzun bir gün oldu bizim için Budva’ya kadar sürdük. Tiran’da bir kaç saat geçirdik, yemek yedik. Sonra İşkodra üzerinden Karadağ’a geçtik. Youtube’da en çok izlenen videolardan biri bu Tiran videosu oldu ama çoğunlukla Tiran yazdığım için kızdırlar. Biz Turkey demiyoruz vs gibi sitemler. Tirana yazmamı istiyorlar. Oysa bizim dilimizde kötü bir anlamı yok, Yani biz Tiran derken onu bir şehrin ismi olarak algılıyoruz, asla bir diktatör aklımıza gelmiyor. Karadağa girdik yol alırken ilk köylerden birinde bir arkadaşla tanıştık, dedesinni adı İsmet babaannesinin adı İsmeta!!!

BUDVA

Bar tarafından Budva’ya akşam üstü açık bir havada girerseniz manzaranız bu olacak. Aslında arkada Stefi Stevan’da görünebilir.

Karadağ bölgenin en güzel ülkelerinden birisi, özellikle Bar, Budva, Kotor harika mekanlar. Budva’da çok sevdiğim mekanlardan birisi Beer & Biker Club. Mirko 80’li yılların Popüler yabancı slow şarkılarını söyler. Zevkli bir mekan.


Ayrıca biraz yolda olma duygusu için aşağıdaki videoyu müzikle dinleyin. Karadağ’da bir yerlerde sürdüğünüzü hayal edin.

KOTOR CİVARI

Kotor, Kotor, Kotor!!!

Sadece şu manzaralar bile yetmezmi sizi Karadağ’a ve Kotor’a çekmek için. Elbette, görmeyi de bilmek gerekir. İç göl gibi olmuş deniz, Sakin bir hayat, Muhteşem manzaralar, Güzel yemekler. Herkes için olmayabilir ama bizim için huzurun adresiydi. Çok sevdik…






Bazen uzun yol sıkıcı olursa, kendi kendimize eğleniyoruz. Üstte ve sağda görebilirsiniz. Split ziyaretimizde Zeljan Rakela ile de buluşmak vardı. Zeljan bölgede en tanınan motor kullanıcısı ve tur organizatörlerinden birisidir. Yıllar önce çıkardığı BMW R1200 Gs’i ile 300000 km adlı kitabını bize hediye etti. Spliti gezerken bize rehberlik etmekle kalmadı Erkek Mağarası şekllinde isimlendirdiği kulup binasında bizi ağırladı. Zeljan’a teşekkürü bir borç biliyoruz. Ayrıca bizi Zeljanla tanıştıran Boris Budinjas’a da teşekkür ederiz. Zeljan’da bizi Boris Mustapiç ile tanıştırdı. Oda gerçekten içten ve birlikte iyi hissettiğimiz insanlardan biriydi.



DUBROVNİK

Bir sonraki durağımız Dubrovnik, Hırvatistandı. Ancak Dubrovnik için Saraybosnaya girip, çıkmak gerekiyor. Bir ada şehir gibi Dubrovnik. Tarihi dokusu görülmeye değer. Sadece gezdik ve Split’e sürdük.

OSMANLI’nın son kalesi

KLIS / SPLIT / CROTIA

ZELJAN’S MEN’s CAVE

MOSTAR

BOSNA PİRAMİTİ

Bogdan Prundes, aslında daha önce hiç karşı karşıya gelmemiştik. Bir arkadaş vasıtasıyla İran planı yaparken Türkiyeden geçmek istemiş ve bana bir kaç soru sormuştu, o kadar. Sonra hiç görüşmedik. Saraybosnada otele yerleştik, otel sahibi motorlar için içeride park parası isteyince dışarı yolun kenarına park etmiştik. Dışardan motor sesi duyunca motorları mı çalıyorlar diye baktığımda bir motorcu içeri girmeye çalışıyordu. Yardımcı oldum. Sonra plakasına baktım Romanya, Sordum neresinden Romanya’nın diye. Braşov dedi. Arkadaşlarım var orada dedim. Durdu! Baktı bana! Sen dedi, İstanbul yakınıdaki şehirde yaşayan Türk’sin dedi. İsmet’sin dedi! Dondum kaldım. Bir anda bende bağlantıyı kurdum, sende Bogdan’sın. Mucize gibi bir buluşma ve birlikte güzel bir akşam geçirdik.



SREBRENİSA

Göstere göstere soykırım

BELGRAD



Belgrad çok güzel bir şehir. Yugoslavyanın (eski) başkenti. Osmanlı zamanından kalma Türk izleri de çokça. En basiti “Kalemegdan” kalenin ve ortasındaki alanın adı. Dillerinde bir çok Türkçe kelime de var. 

Tito’nun mavi trenini de ziyaret ettik sonra.


POÇİTEL KALESİ

DİVİC KASABASI

“Mostar Köprüsü, cesur sporcular tarafından yıllarca bir atlama platformu olarak kullanıldı. Geleneğe göre şehrin erkekleri, nişanlılarına cesaretlerini ispatlamak için düğün öncesinde köprüden atlarlardı.” Öyleymiş… Sevgiyi ispat, cesaret ister. Mostar da -eski Mostar- cesaretin gösterildiği yermiş vakti zamanında. 427 yıl boyunca sevgi yeriymiş vesselam… Rahmet olsun sana Mimar Hayreddin!m (M.A.Gözübüyük, 2021)


Mostar müslüman ve hristiyan nufusuyal birlikte yaşama kültürü geliştirmiş bir kent gibi gözüksede geçmişin büyük acılaırnın izleri her yerde görülebiliyor.


Ve bir diğer durak Saraybosna, 3 yada 4. gelişim buraya. İLk gelişim 2016’daydı. İLk yurtdışı motorsiklet turumu, 15 temmzu darbesiş yüzünden yarım bırakıp geri dönmek zorunda kalmıştım. Avusturya, Viyana’dan dönüş yoluna Slovevenya, Hırvatistan, Zagrep yakınlarından Bosnya gelmiş, 1 gece konaklamış ve ertesi gün yaklaşık 1400-1500 km, 22 saat motor kullanarak 3 ülke geçip eve dönmek zorunda kalmıştım. 



Fuat bu, Saraybosna şehir merkezi, batı çıkışına yakın bir köşe başında 2 metre kare bir dükkanı var ve sadece sabahları açık çoğunlukla, o küçük ocakta Türk kahvesi yapıp satıyor işe gidenlere. Elinde osmanlı amblemli ay yıldızlı fincanlarda vardı. Burada anlatmayacağım ama güzel kahve nasıl yapılır öğretti bana. Selamalrı var herkese!


Bir sonraki durak Bosna Piramitleriydi, Mısır pirmaitlerinden eski olduğuna dair iddialar var. Öyle gizel bir deneyim yaşadım ki piramitleri unuttum.



Piramitin tepesinin hemen arkasında bir iki ev var ve evler bahçelerini gelen turistler için cafeye dönüştürmüş, tost kahve çay ve içecek benzeri şeyler satıyorlar. Bizde oturduk, bir şeyler içtik, Erdinç piramit etrafında dolaştı geldi, ben dron uçurdum. Sıcak hava biraz gölgede dinlenirken, hizmet eden kız içeriden bir büyüğünü çağırdı. Soldaki resimdeki kadın. Almira adı. Çıktı geldi, bizi selamladı, hoşgeldiniz dedi, bana yaklaştı, sarıldı, boynumu kokladı, Türk kokuyar dedi. Şaşırdım. İlk kez böyle bir şey yaşıyorum. Ne desem, ne yapsam bilemedik, uzun uzun sarıştık, bakıştık. Almira, günümü güzelleşti,rdi. Sevgiyle anacağım hep. 

8372

8372

BUDAPEŞTE / MACARİSTAN

ŞEHİRLERİN EN GÜZELİ

Budapeşte Şehirlerin Prensesi

Label 1

Macarların kökleri de Türk diyorlar ama çok bilgi sahibi değilim. Ancak her yerde Török (Türk) restaurantlar görmek mümkün. Çingenede çok şehirde. Şehirlerin prensesi Budapeşte, güzeller güzeli. 


Her yerde 4-5 katlı geniş taş binalar, her yerde tarihi doku, güzelim Tuna şehri ikiye bölerken, muhteşem tarihi köprüler iki yakayı birleştiriyor. Tüm caddeler bir tepe üzerinde kurulu eski saraya doğru uzanırken tepeden tüm caddeleri görebilmek mümkün. 


St.Petersburg gibi, Riga gibi, Prag gibi tarihin derinliklerinden gelen mistik ve güzel şehirlerden birisidir. BUdapeşte.  Gecesi ayrı güzel, gündüzü ayrı. Galeride sağa sola ilerleyerek fotografları inceleyebilirsiniz.

DOLNY KUBIN / SLOVAKYA

Neslihan Barış, Fakültemiz Fen Bilgisi öğretmenliği mezunu öğrencimdir. Yola çıkmadan önce rotamızı sosyal medyada paylaşmıştım. Neslihan Slovakya’da küçük bir kasabada yaşıyor. Dolny Kubin, Carpat dağlarında. Rotamın oradan ya da yakınından geçtiğini fark edince yazdı bana mutlaka uğrayın diye. Benim içinde ne hoş bir fırsat Slovakyanın bir dağ kasabasında öğrencimle buluşmak. Eşiyle bizi çok güzel ağırladılar. Binlerce teşekkür ederiz. Lestiniy’de kaldık. Çok güzel bir dağ köyü. 



KRAKOV OTELİMİZ

PLASZOW Toplama KAMPI   ve   ŞEHİR

KRAKOV / POLONYA

Konser için gelmedik mi?

Yolculuğun kendisi bile paha biçilmezken, üstüne konser tarifi imkansız bir deneyim yaşattı…

Polonya ve Krakov’da ki son günümüzü Auschwitz-Birkenau kamplarına ayırdık. Oświęcim kasabası, Katowice, Polonya.

Ne güzel bir seyaht oldu, ne çok yer gördük, insanla tanıştık, yedik, içtik, eğlendik ve döndük. Elbette yorulduk, sıcakta piştik, soğukta üşüdük, yağmurda ıslandık ama bunlar zaten seyahata dahil, biliyorduk baştan. 

Macera devam ediyor ve edecek….



Kocaeli Üniversitesi,  Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü 41380  İzmit/Kocaeli/Türkiye

ismetsahin@gmail.com